küsmek

Küsmek, kendini savunma mekanizmasıdır aslında insanların. Kendini üzdüğüne, zarar verdiğine inandığı insanlara küser. Ve küsülen insanlar bir zamanlar diğerlerine göre daha fazla değer verilenlerdir. Bu yüzdendir aslında başkaları yaptığında üzülmeyeceğin şeylerin canını acıtması. Yoldan geçen birinin dün seni aramaması seni zümemiştir hiç, ama hemen hemen hergün görüştüğün insanlardan birisinin hasta olduğunu bilip aramaması sebebiyle üzülürsün, oysa çok sevdiğin değer vermesini beklediğin kişi aramayansa evet o an yıkıldığın andır. Kaprisler, tepkiler, dert yanmalar ve belki küsmek hepsi değer verdiğin için değer beklediğin içindir... Diğer olaylarda da böyledir.
Birisi size küsmüşse; hiç konuşmuyorsa, uzak duruyorsa size en azından bir zamanlar çok fazla değer vermesindendir.
Ben pek küs kalamam insanlara; çok fazla değer vermememden değil. İllaki değer verdiğim insanlar vardır ama biraz gerçekçi düşünürüm yukarıdaki olay için mesela; 'benim aramasını beklediğimi bilmiyordur' diye ben ararım trip atacak bir şey kalmaz ortada. Ben aramadan ararsa mutlu olurum tabiki ama mutsuz olmaya sebep yaratmam. Bu yüzden ki ben aramasam arar mıydı bilemem, düşünecek bir konu olur ama küslük yaratmaz. Bir de beni cidden üzecek birileri varsa onlardan uzak durayım konuşmayayım diye kendimi kasamadığım için sadece içimden geldiği gibi -haliyle soğuk- davranarak tepki veriyorum. Ama küstüğüm anlarda yok değil. Gözümün içine bakarak onu nasıl anladığımı bilip -doğru veya yanlış- kendini anlatma gereği duymayan insanlara küserim. Onlar için daha farklıdır olay. Üzmekten ötedir, kendilerine ve bana saygıları olmadığı için konuşma gereği hissetmem. Yine içimden geldiği gibi davrandığım için beni yoran birşey olmaz. Aslında küsmek değildir bu pek tanışma olayını geri almak gibidir. Tanışmamış varsaymak...

tatilimsi

bir süredir bloga yazı yazmadığımı farkettim bugün... Ara tatilde eğitim, konsey derken,  gezmeceler derken netten uzak kalmıştım. Şimdi derslere geri dönünce bloga da geri dönüş başladı.

Tatile paraşüt eğitimiyle başladım. Denizlide 4gün süren bir eğitimle paraşütle uçmanın tadını aldım. Daha önce yazdığım uc uc bocegi yazısında teorik eğitim aldığımdan bahsetmiştim. Bir yazıda uçuşlardan bahsedeceğim.

Sonra en kısa sürede konseyi aktaracağım sanırım bunun için geç bile kaldım..

Ardından netten uzak kaldığım günlerde izlediğim belgesellerden bahsedeceğim diye devam eden yazı dizisi=)

arayada bir kaç efkar yazısı yazarım ben şimdi aaah ah (=