Teşekkürler Evren!!!

Gülüşünüzden rahatsız olan bir adam için iki defa düşünmelisiniz...
Siz mutluluktan gülerken o gülüşünüz yüzünden sizi tenkit ediyorsa, ifade tarzları çirkinleşiyorsa aranıza sınır koymanız gereken birisiylesinizdir. Sizin mutluluğunuzun önüne geçebilecek bir sürü şey vardır çünkü o kişi için.
Her konuda fikir belirtmenizden rahatsız oluyorsa bir adam,  sizin düşünüyor olmanızdan rahatsızdır. Yükselmenizden, başarılarınızdan korkuyor demektir.
Eve geç dönüyorsunuz diye söylenip bunu çevresel faktörlere bağlayıp sonra onunlayken dönerken evinizin dibinden alıp sizi daha uzakta bırakıyorsa,  dönüş saatindeki karışma size olan güvensizliktendir. Ve karşılıklı güven yoksa içinizde bu huzursuzlukla ne kadar yaşayabilirsiniz ki...
Tüm bunların farkına varıp bitmiş bir şeye yeniden başlamakta aynı hatayı yeniden tekrarlamaktır aslında ama bunu yaptıran o kalbinin bir garip çarpışlarının adı her neyse biraz mazoşistlik biraz saflıktır aslında.
Ve bu saflık size çok şey öğretmiştir bir o kadar da yıpratmıştır.
Her şey bitti deyip hislerinizi dizginlemeye çalıştığınızda hakkında bir şeyler duymak, onu telefonla arayan kişilerin hangi sıfatla kayıtlı olduğunu öğrenmek sizi rahatsız ediyorsa, sizi o günden alıp acaba öncesinde şöyle miydi böyle miydi diye düşünmeye götürüyorsa da o yaşadığınız güvensizlik tüm güzel anılarınızı yıkmaya başlar. İçinizde kalan sevgi kırıntıları geçmişinizdeki mutluluklarınızı alıp götürür.

Yine de durup şunları diyebilirsiniz;

"Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir... Öyle ki; bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır..." 
Lao Tzu"

Teşekkürler evren gözyaşların ve kahkahaların için...

küçük adımlar

Geçtiğimiz günlerde geyik yaptığımız bir ortamda "buğulu bir cam görsen ne yazardın?" sorusu geldi aniden... bir anda gelen sorulara düşünmeden cevap veririz ya hani içimizde ne varsa o anda...

Ve bende o an boşta bulunup elimi yumruk yaparak çizdiğim küçük adımlardan yaparım dedim. Ardından durup bir düşündüm... Gitmek geliyordu demek içimden; son 1-2 haftada hayatımın farklı bölümleriyle alakalı o kadar farklı sorunlar yaşadım ki kendimden gitmek geliyordu içimden.

Geçtiğimiz hafta açıköğretim sınavlarına telefonsuz gidilmesini fırsat bildim ve çıkışında kendimi yollara bıraktım yürüdüm deniz kıyısında oturdum bir yerde içimdekileri yazdım bir deftere... Beklemediğin bir anda birisinin araması, daha doğrusu beklediğin kişinin aramaması, sonra canım sıkılıyor diye telefona sarılıp birini aramamak, internette dolaşmamak...

İyi gelmişti, deniz sesini dinlemek, gökyüzüne bakmak, düşünmek...

Yeniden denize gitmek lazım mavide bulmak kendimi.... 

Eşik değer

Belki romantikte olurum, ayrılığıma daha da üzülürüm ama olmuyor bir sürü dert bir anda geliyor hiç birine gereken hakkı veremiyorsun ama iyi oluyor belki de hepsini bir arada çıkarıyorsun... Belli bir eşik değeri var sonuçta üzüntünün, sıkıntının da...

Mavi

Şu an dalga seslerini dinliyorum...
Hep mavide buldum ya kendimi, bugün denizin mavisiyim.
Dertlerimi denizin yanında bıraktım.
Bıraktım ki başka denizlere gitsin, okyanuslara kavuşsun.
Okyanuslara ufak gelir bu dertler, bana fazla.