istanbul festivale doymuyor:)

istanbul festivale doymuyor:) sürekli bir yerlerde festivaller.. bende sınavlarım başladı başlıcak oluyor bitti derken katılmaktan pek eksik kalmadım onlara ama yazıya dökmekte biraz geç kaldım.

Şuanda hala İKSV film festivali devam ediyor. Ayın 3ünde başlamasına rağmen ben ancak 12sinde filmlere başlamaya fırsat bulabildim. ilk filmim 'nowhere boy' john lennon'ın hikayesini anlatıyor... teyzesinin yanında kalış sebebi, annesini tanımaya başladığı dönemleri, müziğe başlama hikayesi ve grubun oluşumunu anlatıyordu... izlemeye fırsta bulduğum diğer filmlerde 'annemi öldürdüm' ve 'aşkın son mevsimi'. Annemi öldürdüm çocuklar ve anneleri arasındaki iletişim, anlaşmazlıklara rağmen devam eden o garip sevgi anlatılıyor ve aşkın son mevsiminde ise tolstoy'un aşkı anlatılıyor. filmleri beğendiğimi söylemeden edemeyeceğim. son filmim ise pazar günü sabırsızlıkla bekliyorum.... eğer 18ine kadar sizde zaman bulabilirsiniz numarasız biletlerle filmlerden birkaçını izlemek için hala fırsat bulabilirsiniz..

herkese iyi seyirler:)






şuan devam edenden bahsettikte bitmiş olanlardan da bahsetmezsek olmaz; 13. İstanbul Kukla Festivali

kukla kelimesiyle ilk olarak pinokyo ile ve gepetto ustanın hikayesinden tanışmışızdır. bir peri gelir pinokyo gerçek bir çocuğa dönüşür. şimdi kuklalar başka, ustalar başka ve kuklalara can veren bir peri yok ama bir kukla festivali var. istanbul avrupa kültür başkenti ajansı desteğiyle hayata geçirilen 'Dünya kuklası istanbulda' etkinlikler dizisi 21 mart dünya kukla gününde başladı. bu yıl 13.sü düzenlenmiş bulunmaktadır.

Ben festivalde unjo adlı gösteriyi izleme fırsatı bulabildim.. Unjo; bir japon halk hikayesi olan 'syojo' yeniden canlanma üzerine bir öyküdür. yumehina group hikayeyi yeniden yorumlayarak içine günümüz japonyasının komedi konularınıda eklemiştir. oyunda ölüyü taşıyan bir maymun var. yolda ölünün ve maymunun başlarına gelen bir dizi olaydan bahsediliyor.

Festival kapsamında; sözlü kültür mirasına kabul edilmesi onuruna, yaşayan üç karagöz ustamız; tacettin diker, orhan kurt ve metin özlene festival başında birer plaket takdim edildi. Türkiye’deki Karagöz sanatçıları üzerine hazırlanmış 3 ayrı belgesel filmin gösteriminin yanı sıra kentin çeşitli bölgelerinde yapılacak atölye çalışmaları ile ilgi çekilmeye çalışılacak.

festival sergilerle de istanbul metrosunda ve kukla istanbulda destekleniyor. sergiler 16mayısa kadar ziyaretçilere açık olacaktır...

Kukla festivalinden bahsetmişken birazda kukla tarihinden bahsedelim. Kuklacılık tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor ama kesin başlangıç tarihini bilen yok. İlk gölge kuklalarının Yunan felsefesinde yeri var. Yunanlılar, teatral sunumlara çok meraklıymış; ama büyük organizasyonların çok pahalıya mal olması da tiyatro oyunlarının az sergilenmesine neden oluyormuş. Üstelik her şehirde büyük tiyatro salonları yokmuş. Bu da sanatsever Yunanlıları başka arayışlara itmiş ve hikâye anlatıcıları, tek kişilik performans sanatçıları ve kuklacılar, köyden köye dolaşıp gösteriler yapmaya başlamış. Aristo ve Plato’nun eserlerinde kukla tiyatrolarından bahsedilir.


Başka bir görüşe göre de kuklacılık ve gölge oyunu ilk defa Çin’de ortaya çıkmış. Çinli kukla sanatçıları, çeşitli hayvan derilerinden yapılan kuklalar kullanmışlar. Dünyanın çeşitli yerlerinde yerleşmiş olan kabilelerin dini seremonilerinde de kuklaların kullanıldığı biliniyor. Ortaçağ’da da Hristiyan kilisesi öğretilerini halka aktarmak için kuklalardan faydalanılmış. Mısırlılar’ın kilden ve topraktan kuklalar yaptıkları da kanıtlanmış durumda.

14. ve 15. yüzyıllarda kukla gösterilerine mizah unsuru eklenmiş. Sokaklar ve fuarlarda oynatılan kuklalar halkın en büyük eğlencelerinden biri olmuş. 16. yüzyılda kuklacılık Avrupa’nın her yerine yayılmış. İpli kukla operaları çok popüler olmuş.


17. yüzyılda el kuklaları yaygınlaşmaya başlamış. Kullanması ipli olanlardan daha kolay olan bu kuklalar taşınabilir küçük sahnelerde sergilenirmiş. Bazı kukla karakterleri halk arasında çok ünlü olmuş. Bu dönemde kukla sahnelerinde politik konulara sıkça yer verilmiş.



Bunların yanında birde katılamadığım Genç Klasikçiler Festivali gerçekleşti..

ilk konseri 21 martta yapıldı. klasik müzikte önemli isimlerin yer aldığı festivalde konserlerin tümü  Kağıthane'deki okullarda yapıldı. Atatürk ilköğretim okulu, O.Faruk Verimer ilköğretim Okulu konser alanlarından bazılarıydı. Etkinlikte yer alan sanatçılar ise; Naz Altınel, Deniz Bayhan, Sesim Bezdüz, Marina Cincaradze, Ayça Çetin, Danae Dakou Doerken, Suay Doğanay, Meriç Dönük, Bengisu Gökçe, Simge İster, Charikleia Kanatidou, Oya Karabey, Turan Manafzade, Tuğçe Mengüç, Angela Otçuoğlu, Semin Öztürk, Birce Polat., Duygu Sungurlu, Gülnare Şekinskaya, Ayşegül Şişman, Sevil Ulucan, Esin Yardımlı, Melis Yüksel, Abuzer Manafzade, Altuğ Akınsel, Anton Trofimov, Apostolos Palios, Bilal Güncan, Çağdaş Engin, Dimitris Karakantas, Fahrettin Arda, Fatih Ataoğlu, Salihcan Gevrek, Umut Şengün, Eksik Beşli, İsis Quartet,  Klez Mez, Mızıkçı Melodiler, Nehir Trio, Noesis, Novavon Flüt Quartet... 
bir yenisini kaçırmamak dileğiyle:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder